süper kasım, gülümseten kasım, muhteşem kasım… markalar bu ayı bir festival gibi kutluyor. sen de belki uzun zamandır ertelediğin ihtiyaçları bu döneme saklıyorsun. aslında fena fikir de değil — örneğin, araştırmalara göre tüketicilerin %60’ı büyük elektronik alımlarını kasım indirimlerine denk getiriyor.
hadi gel, bu tabloya beraber biraz uzaktan bakalım:
kasım ayı gerçekten fırsatlar ayı mı, yoksa iyi pazarlanmış bir yanılgı mı?
davranışsal ekonomi, insanların alışverişte her zaman “mantıklı” davranmadığını söyler. yani kararlarımızı sadece fiyat ve ihtiyaç belirlemez; duygular, önyargılar ve sosyal etkileşimler de devrededir.
örnek: bir ürünü sırf “herkes alıyor” diye almak ya da ambalajı güzel diye sepete atmak — klasik davranışsal ekonomi sahnesidir.
markalar insan psikolojisini çok iyi okur. özellikle kasım ayı gibi kampanya dönemlerinde bu stratejiler devreye girer. peki o etiketlerin, bildirimlerin ve sayaçların ardında ne var?
dürtme teorisi (nudge theory): büyük teşviklere gerek yok, küçük yönlendirmeler yeterlidir. “en çok tercih edilen”, “önerilen ürün” gibi ibareler, seni fark ettirmeden o seçeneğe iter.
çapa etkisi (anchoring effect): gözün ilk gördüğüne bağlanır. 1.200 TL’den 999 TL’ye düşen ürün “ucuzlamış” gibi görünür, ama belki de zaten olması gereken fiyattır.
tekrar eden maruz kalma etkisi (mere exposure): aynı reklamı her gün gördükçe ürüne ısınırsın. tanıdık hissi, güven duygusu yaratır — ama bu, gerçek güvenlikle karıştırılmamalıdır.
kıtlık etkisi (scarcity effect): “son 3 ürün!” yazısı, beynine acil durum sinyali gönderir. fırsatı kaçırma korkusu (FOMO), ihtiyacın olmasa da tıklamana neden olur.
çerçeveleme etkisi (framing effect): %25 indirim kulağa sıradan gelir ama “4 al 3 öde” bir anda eğlenceli görünür. oysa 1 alacağına kendini 4 almış bulabilirsin.
davranışsal ekonomi stratejileriyle dans etmek zorunda değilsin. birkaç küçük farkındalıkla o dansın ritmini sen belirleyebilirsin.
1.mutlaka alışveriş listeni yap
liste, seni dürtüsel alışverişten korur. çünkü reyonlar, algoritmalar, mobil bildirimler seni “liste dışına” çekmek için tasarlanmıştır.
“alınacaklar listesi” ile “ihtiyaç listesi” de aynı şey değildir. listeye sadece ihtiyacını yaz; aksi hâlde, listedeki her şey “öncelikli” gibi görünür ve yine aynı yanılgıya düşersin.
ipucu: listeyle alışverişe çıkanlar, araştırmalara göre ortalama %35 daha az plansız harcama yapıyor.
2.aşamayacağın bir bütçe belirle
kasım ayının en güçlü tuzağı: “nasıl olsa indirimde” düşüncesi. kendine net bir bütçe koy, o sınırın dışına çıkma.
ipucu: getirfinans hesabına sadece alışveriş bütçeni yükleyip o kartla harcama yapmak ve sanal harcamaların için işlem limiti belirlemek bu disiplini destekler.
3.ürün ve fiyat karşılaştırması yap
ucuz, her zaman “uygun” anlamına gelmez. bir ürünü satın almadan önce sadece fiyatına değil, içerik, garanti süresi ve kullanım ömrüne de bak.
çünkü uzun vadede “daha kaliteli ürün” çoğu zaman “daha az harcama” anlamına gelir.
ipucu: eğer bütçeni biraz esnetmek istersen, getirfinans kredi kartı ile taksitli alışveriş seçeneğini, şimdi al sonra öde fırsatlarını değerlendirebilirsin.
4.ucuz olanı değil, lazım olanı al
kasımda her şey indirimde olabilir, ama senin bütçen sınırsız değil.
“ne alsam?” değil, “neye ihtiyacım var?” diye sor.
çünkü fırsat, bazen almamakta gizlidir.
ipucu: kampanya sayfalarını kendi ihtiyaç kategorine göre filtrelersen, beynin o gereksiz parıltılardan daha az etkilenir.
alışverişin seni değil, senin alışverişi yönettiğin ve her adımından kazançlı çıktığın bir kasım dileğiyle. çünkü fırsatlar gelip geçer, ama parana iyi bakmak her dönemde kazandırır.
kasım indirimlerinden kazançlı çıkmanın yolu planlı olmaktan geçer; planını yapar getirfinans’la harcarsan, aynı plan seni bir adım öteye taşır — farkında harca, daha fazla kazan.
3 Kasım 2025
4 dk okuma